VAZGEÇİLMEZ İÇECEĞİMİZ ÇAY | Op. Dr. Fırat Tutal
Whatsapp Whatsapp
Telefon Hemen Ara

VAZGEÇİLMEZ İÇECEĞİMİZ ÇAY

Dünya da sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olan çay, ‘ Camillia SINENSIS’ , çay bitkisinin genç yapraklarından ve tomurcuklarından yapılmış bir bitkidir. Dünya çapında çayların %76 sını siyah çay , %22 sini yeşil çay kalan %2 lik dilimini ise beyaz ve diğer çaylar oluşturmaktadır. Bitkisel çaylardan beklenen etkiyi görebilmek için bilinçli olarak hazırlanması ve tüketilmesi gerekir. Bitki çayının demlenmesi, dozunda tüketilmesi ve miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Siyah çay içindeki faydalı bileşenlerin direkt  insüline etkisi olmasa da yüksek kan şekeri seviyelerini önleyicidir. Siyah çayın yemek yedikten  en az 1-2 saat sonra tüketilmesi tavsiye edilir. Çayın etkilerinden yararlanabilmek için 960-1600 ml arasında çay tüketimi olmalıdır. Bunu gündelik hayatta 4-6 fincan olarak düşünebiliriz. Çay ancak bu şekilde tüketilirse sağlıklı beslenme alışkanlıklarının parçası olarak kabul edilmektedir. Fakat böbrek rahatsızlığı olan, demir anemisi olan ve midesinde gastrit, ülser, reflü gibi rahatsızlıkları olan kişilerin aç karnına siyah çay tüketmemeleri gerekir. Hipertansiyonu olan kişilerin ise siyah çayı açık ve limonlu tüketmesi gerekir. Özellikle uyku apnesi olan obezite hastalarının ve uyandığında kendisini dinlenmiş hissetmeyen yeterli uyku kalitesine sahip olmayan kişilerin akşam yemeği sonrası çay tüketimi daha sınırlı olmalıdır.

Yeşil  Çay , faydalı bileşenleri siyah çaya göre daha fazladır. İçerdiği kafein miktarı da siyah çaya göre daha düşüktür. Yeşil çay içinde bulundurduğu kateşinden dolayı bağışıklık sistemini güçlendirir, direnci artırır ve sakinleştirici etkisi vardır. Yeşil çayı sabah ve akşam ara öğün olarak tüketmek isteyenler 2 fincan tüketebilir. Ayrıca düzenli yeşil çay tüketimi  kalp hastalıklarını ve kanser riskini düşürürken, yapılan çalışmalara göre siyah çay tüketiminde gözlenen demir eksikliğine bağlı kansızlık probleminin günde 3-4 fincan yeşil çay tüketiminde bile gözlenmediği bulunmuştur.

Beyaz Çay, çayların en az işlenmişidir. Bu da sağlık açısından beyaz çayı en faydalı çay yapmaktadır. Aktif polifenolleri, çok düşük yoğunluklu lipoprotein üretimini azaltarak kolesterolü düşürür. Yapılan bir çalışma da beyaz çayın uzun süreli tüketilmesi, dokuları akut oksidatif strese karşı korumuş, ancak yaşlanma gibi kronik oksidatif ajanları etkilememiştir. Obezite üzerindeki etkilerinin araştırıldığı çalışmalarda , çay tüketimi ile yağların emilimi ve sindirimi arasında ilişki gözlenmiştir. Dolayısıyla beyaz çayın obezite üzerindeki pozitif etkileri de bulunmaktadır. Kişiler  günde  ara öğün olarak 2-3 bardak tüketebilir.

Nane çayı, hazımsızlık, mide krampları ve gaz şikayetlerinin giderilmesinde yararlıdır. Ancak reflü şikayeti olanların nane çayı içmesi önerilmez. Aç karnına günde 2-5 defa içilmesinde sakınca yoktur. Rahatlatıcı etkisi olduğu için gece rahat uyumak isteyenler tercih edebilir.

Adaçayı, ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir bitkidir. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Hazımsızlık şikayetlerinde,  iştah kaybında yararlanılır.

Rezene ,bilimsel çalışmalara göre rezene meyvelerinin birçok yararlı etkisi bulunmaktadır. Örneğin, akşam iftardan sonra rezene çayı içilmesi yemeklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olduğu gibi; mide ve bağırsaklarda rahatsızlık verecek gaz oluşumuna da engel olur. Sahurda içildiğinde ise midedeki gün boyu ortaya çıkabilecek kasılmaların yanı sıra baş ağrısı ve diğer tip ağrıları da önleyebilir. Özellikle rezene meyvesi, papatya çiçeği ve oğul otu yapraklarını birlikte içeren üçlü karışım, bebeklerin sancısını ve gazını gidermesinin yanı sıra rahat uyumalarını da sağlayacaktır. Migren tedavisinde de etkisi oldukça fazladır. Günlük önerilen miktar 5-7 gram parçalanmış tohumdur.

Zencefil, bulantıyı önleyici etkisini doğrudan mide üzerinde göstermekte, merkezi sinir sistemi üzerinde herhangi bir yatıştırıcı özelliği bulunmamaktadır. Yüksek miktarlarda kullanılması durumunda mide ekşimesi, midede tahriş oluşturabilmektedir.

Zerdeçal, safra artırıcı etkisi nedeniyle safra taşı olan kişilerde, büyük taşların hareket ederek kanalı tıkaması söz konusu olabileceğinden tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Yapılan deneysel çalışmalarda zerdeçalın kötü kolesterolü (LDL) ve total kolesterol seviyelerini düşürdüğü bildirilmektedir. Öğün aralarında günde 2-3 defa içilir.

Ihlamur Çayı , daha çok kış aylarında tercih ettiğimiz  soğuk algınlığı gibi durumlarda en çok tüketilen sevilen çayımızdır. Yemeklerden sonra ve ara öğünlerde şekersiz tüketilmesi tavsiye edilir. Gün içerisinde 1-2 defa tüketildiğinde rahatlatıcı etkisi vardır.

Matcha Çayı , özellikle sosyal medyada çok bahsedilen  son zamanlarda da restoran ve kafelerde servis edilen aslında toz haline getirilmiş kaliteli bir yeşil çaydır. Günde maksimum 2 fincan tüketilebilir. Yeşil çaya göre daha yoğun etkiye sahip olduğu için tüketim miktarı sınırlı olup fazla tüketildiğinde ishal , kardiyak aritmi gibi problemlere neden olabilir. L-teanin içerdiği için stresli ve yoğun tempolu çalışılan günün sonunda matcha çayının içilmesini tavsiye ederim.

Kuşburnu Çayı, özellikle zayıflama diyetlerinde son dönemde yankı uyandırmıştır. Günde 3 kere özellikle yemeklerden 30 dakika sonra içilmesi gerekir. Hemen hemen her evde bulunan kuşburnu çayı iyi bir c vitamini kaynağı olup sindirimi oldukça kolaylaştırır.

Yapılan  bir çalışmada kuşburnu meyvelerinin deney hayvanlarında mide ülseri oluşumunu engellediği tespit edilmiştir.

Sonuç olarak;  hayatımızın bir parçası olan ,hem ana öğünde hem ara öğünlerde  sıkça tüketilen bitki çayları, bilinçli olarak doğru doz, doğru miktar ve ihtiyaca uygun  kullanıldığında insan vücuduna şifa olacaktır. Bitki çayı tüketmeden önce içeriği hakkında yeterince araştırma yapılmalıdır. ”Bitkisel çay , bana bir şey yapmaz “ diyenlere de dikkat! Yanlış zamanlarda fazla miktarda tüketilen bitki çaylarının olası yan etkilere yol açabileceğini muhakkak düşünmemiz gerekir. Her bitkinin çiçeği çay değildir. Hem sıvı ihtiyacımızı karşılamak için  hem de doğanın harika çiçeklerinin  etkilerinden   yararlanabilmek için sağlıklı, doğru hazırlanmış ve paketlenmiş bitki çaylarını tüketmeyi unutmayalım.

 

Diyetisyen Elif Araç